Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çoçuk Resimleri

Resim

Doğadan Manzaralar

Resim

Böcek Resimleri

Resim

Sürüngen Resimleri

Resim

Kamyon ve Tır Resimleri

Resim

Periyodik cetvel

Resim
Periyodik cetvel Periyodik cetvel elementlerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini periyodik olarak gösteren çizelge. Elementlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki benzerliklerin araştırılması fizik ve kimyacıları ilgilendirmiştir. Gerçi benzer özelliklerdeki elementlerin sıralanabilmesi için bilinen elementlerin özelliklerinin öncelikle ortaya konulması gerekir. Altın, gümüş, kalay, bakır, kurşun ve cıva gibi elementler eski çağlardan beri biliniyordu. Bir elementin ilk bilimsel olarak bulunması 1649 yılında Henning Brand’ın fosforu bulmasıyla başlar. Bundan sonraki 200 yıl boyunca elementler ve onları bileşikleri hakkında kimyacılar tarafından pekçok bilgi elde edildi. Bununla beraber 1869 yılına kadar toplam 63 element bulunabilmişti. Bilinen elementlerin sayısı arttıkça, bilim adamları elementlerin özelliklerinin belli kalıplara oturduğunu anlamaya başladılar.

Su İçen Hayvanlar

Resim

Kuş Resimleri

Resim

Komik Hayvan Resimleri

Resim

Denizden Görüntüler

Resim

Zihinsel Engelli Çocuklarda Beden Eğitimi

Zihinsel Engelli Çocuklarda Beden Eğitimi Zihinsel engelli çocukların eğitimi ile ilgili çaba ve deneyimlere dikkat edildiğinde bir soru akla gelebilir. "Zihinsel engelli çocuk da normal gelişim gösteren çocuklar gibi kendini bilme ve anlama ihtiyacında mıdır?" Büyüme gelişmenin sınırları hala bilinmediğinden toplumun da bu konudaki önyargıları önemsenmediğinde hiçbir şeyin olanaksız olmadığı söylenebilir. Bu konuda olumlu düşünmeye devam edecek olursak zihinsel engelli çocukların, normal çocuklardan farklı olmaktan çok onlara benzediğini düşünebiliriz. Bu düşüncelere dayanarak zihinsel engelli çocuğa bireysel potansiyelini geliştirmesi ve böylece kendini tanıtması ve anlaması anlamlı deneyimler kazanmasını sağlayacak eğitsel yardımlar yapılabileceğini söyleyebiliriz.

Virüs

Virüs Virüs, canlı hücreleri enfekte edebilen mikroskopik taneciktir. Virüsler ancak bir konak hücreyi enfekte ederek çoğalabilirler. En temel haliyle bir virüs, kapsit adlı bir protein örtü içinde bulunan genetik malzemeden oluşur. Ökaryot (hayvan, mantar ve bitkiler) ve prokaryotlar (bakteri ve arkaeler) virüsler tarafından enfekte edilebilirler. Bakterileri enfekte eden virüsler bakteriofaj veya kısaltılmış olarak faj diye adlandırılırlar. Sözcük Latince virus (zehir) sözcüğünden türemiştir; sıfat hali viraldir. Virüslerin incelendiği bilim dalına viroloji denir; bu dalın bilim insanları da virologlardır. Virüsler birçok insan hastalığına neden olurlar; bunlara AIDS, grip ve kuduz örnek verilebilir. Bu tür hastalıkların tedavisi zordur, çünkü antibiyotikler virüslere etki etmezler ve az sayıda antiviral ilaç bilinmektedir. Viral hastalıkları engellemenin en iyi yolu, bağışıklık geliştirmeye yarayan aşıdır.

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyati

GİRİŞ Bu dönem edebiyat ürünleri, bir önceki döneme göre çok hızlı bir medeniyet değişiminin ürünleri olarak kabul edilebilir. Etkisi bugünlere uzanan bu değişim neticesi Türkler, İslâm dini ile yeni bir kimlik kazanmış; Türklük ile müslümanlık ayrılmaz iki kavram halini almıştır. Bu, eski Türk kimliğinin unutulmasından ziyade, eskinin yeni içinde devamı şeklinde açıklanabilecek bir durumdur. Göçebe bir hayat süren Türklerin yerleşik hayat düzenine geçişini kolaylaştıran İslam medeniyeti kültür alanında da bir boşluğu doldurmak üzere Türk ediplerini etkisi altına almıştır. İslâm kültür merkezleri olan Bağdad, Buhara, Kaşgar, Semerkand gibi şehirlerde dini öğretilerin yanında Arap ve Fars edebiyatlarının en güzel örneklerini de okuyan, benimseyen Türk edipleri, öğrendiklerini, kendi ana dillerinde uygulamaya başlamışlar ve Türk edebiyatına yeni bir yön vermişlerdir.

Gülümseyen Çoçuklar

Resim

İstanbul un Fethi , Nedenleri Ve Sonuçları

İSTANBULUN FETHİ, NEDENLERİ VE SONUÇLARI İstanbul’un Fethinin Nedenleri II. Mehmet babası II. Murat’ın ölümü üzerine 1451’de tekrar Osmanlı tahtına çıktı. II. Mehmet , Osmanlı devleti açısından atılacak en önemli adımın, İstanbul’un alınması olacağına inanıyordu. Ona göre ancak bu yolla devletin güvenliği sağ-lanabilir, sınırları genişletilebilirdi. İstanbul, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan önemli ticarî yolların kavşağındadır. Ayrı-ca Akdeniz’i Karadeniz’e bağlayan su yollarının birleştiği yerdedir. Bu nedenle ekonomik ve ticarî önemi büyüktür.

Vitaminler

A VİTAMİNİ: A vitamini görme işlevinde doğrudan rol oynar. Yeterince A vitamini alamayan kişilerde, özellikle aydınlıktan karanlığa geçildiğinde yada loş ışıkta görme yeteneğinin azalmasına yol açan ve halk arasında tavukkarası denen gece körlüğüne sebep olabilir. Bu vitaminin uzun süre çok yüksek dozda alınması bitkinlik, uyuklama, bulantı, derinin kuruyup pul pul olması, saç dökülmesi ve kemik ağrıları gibi belirtiler veren A vitamini zehirlenmesine yol açar. B VİTAMİNİ: B1 vitamini: Bu vitaminin eksikliğinde sinir iletisi kesintiye uğrar ve bazı sinirler iltihaplanarak insanda huzursuzluk, sıkıntı, öfke gibi sinirlilik belirtileri, hatta zamanla kol ve bacaklarda felç görülür. B1 vitamini eksikliğinden kaynaklanan en önemli beslenme bozukluğu ise beri beri hastalığıdır. İnsanların hemen hemen yalnızca kabuğu ayıklanmış pirinçle beslendikleri tropik ülkelerde görülen bu hastalıkta sinirleri etkilediği için çeşitli olarak, özellikle el ve ayakta felç belirir.

Böcek Gözleri

Resim

Buz Resimleri

Resim

Gökkuşağı Resimleri

Resim

Devamını Oku Butonlari

Resim

Piri Reis Haritasi

Resim

Bahçe Resimleri

Resim

Köprü Resimleri

Resim

Yol Resimleri

Resim

Mercedes Benz

Resim

Uçağın Havadaki Hağli

Resim

Çürüyen Bitkiler

Resim

Musluk Resimleri

Resim

Meyvelerin Su İçindeki Halleri

Resim

Sivas Tarihi Eserler Ve Turistik Yerler

Sivas ili târihî eserler, değerli mîmârî anıtlar, kaplıca, içmeler ve tabiî güzellikleri bakımından çok zengindir. Bu ile Abideler şehri de denir. Bilhassa Selçuklu eserleri bakımından Konya’dan sonra gelir. Ulu Câmi: Kitâbesinden anlaşıldığına göre 1197’de Selçuklu Sultanı Kutbeddîn Melikşâh zamânında yapılmıştır. Eğriliğiyle meşhur çini bezemeli tuğla minâresi 1213’te yapılmıştır. Halk arasında Sultan Alâeddîn Câmii de denir. Meydan Câmii: Dikilitaş Mahallesinde Kânûnî Sultan Süleyman Hanın vezirlerinden Koca Hasan Paşa tarafından 1564’te yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olup, içi ahşaptır. Minâresi tek şerefelidir. Arka tarafında türbeler vardır.

Sivas Kaplıcaları

Resim
SICAK ÇERMİK Sivas - Ankara asfaltı üzerinde, il merkezine 31 km. uzaklıktadır. Türkiye’de 30 adet birinci 3öncelikli kaplıca arsında 6. sırada yer almakta ve kaplıca şehri olarak geliştirme imkanına sahip 33y3er30leşmeler arasında bulunmaktadır. 46 - 50 santigrat derece arasında ısıya sahip kaplıca suyu sodyumlu, sülfatlı, hidrokarbonatlı, magnezyumlu ve karbonatlı bir bileşime sahiptir. Kaplıca suyu, romatizma, sinir sistemi, solunum yolu, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, böbrek ve idrar yolları hastalıklarının tedavisinde yararlı olmaktadır. Oteli, lokantası, moteli, gazinosu ve diğer ihtiyaca cevap verecek imkana sahip olup yolu asfalttır.

Asit ve Bazlar

Resim
ASİTLER Asitler, çözeltiye hidrojen iyonu bırakan bileşiklerdir. Bütün asitler hidrojen (H+) içerir. Genelde; 1- Ekşi bir tada sahiptirler. 2- İndikatörlerin rengini değiştirirler. (Asitler litmus kağıdını kırmızıya çevirirler). 3- Bazlarla reaksiyona girdiklerinde tuz ve su oluştururlar. Bundan başka çok çeşitlilik gösteren başka özellikleri de bulunur. Bu spesifik özellikler, anyon muhtevası ve ayrılmamış molekülerden dolayı olur. Çeşitli asitlerin molekülleri, çözeltiye farklı miktarda serbest Hidrojen bırakma eğilimindedirler.

Gap ın Bölgeye Katkısı

Resim
Güneydoğu Anadolu Projesi (Gap) Tamamlandığında Toplam 1 Milyon 700 Bin Hektar Alan Sulanacak. 22 Baraj ve 19 Hidroelektrik Santralinden Oluşan Gap, Bölge Halkının Gelirini 5 Kat Artırdı. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tamamlandığında toplam 1 milyon 700 bin hektar alan sulanacak. 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralinden oluşan GAP, bölge halkının gelirini 5 kat artırdı.

Kavimler Göçü

Resim
Tarih öncesi dönemlerden başlayarak başlayan göçler aralıklar devam etmiştir. Bu göçlerin hemen hepsinin siyasi ve askeri sebepleri vardır. Göç, bir milletin, bir kavmin yurtlarını terk ederek bilinmeyen bölgelere yok olma pahasına da olsa göç etmesidir. Tarih öncesi yapılan göçlerin sebeplerini o dönemin aydınlatabilecek yazılı kaynaklar bulunmadığından tam olarak açıklayabilme imkanı her zaman bulunamamaktadır. Yazının bulunmasından sonraki dönem göçlerin birbirlerine daha sağlıklı bilgiler edinebilmekteyiz.

Mayoz Bölünme

Resim
Bütün döllerde kromozom sayısının değişmez kalabilmesi için (sperm ve yumurtanın birleşmesinden kromozom sayısı iki katına çıkacağından dolayı) farklı bir hücre bölünmesi gelişmiştir. Mayoz bölünme ismini alan bu tip bölünmede, kromozom sayısı yarıya indirgenir. Mayoz bölünmenin sonunda meydana gelen gametler diğer vücut hücrelerinin aksine n sayıda kromozom taşır (bazı bitkilerde ve bir hücrelilerde bireyin kendisi yaşantısı boyunca haploid kromozomlu olduğundan mayoz bölünmeye gerek kalmaz). Normal olarak soma hücrelerinde 2n kromozomlardan homolog olanlar, boyuna, sinaps dediğimiz aralıklarla birbirinin yakınında uzanırlar. Bu homolog kromozomların her biri ayrı bir kutba giderek, yalnız bir tanesinin bir gamete verilmesi sağlanır. Homolog kromozomlar aynı büyüklüğe ve şekle, keza benzer kalıtsal faktörlere sahiptir. Gerek yumurta gerekse sperm oluşumu son iki hücre bölünmesine kadar aynı kurallara göre yürütülür. Daha sonra spermatogenezis (sperm oluşumu) ve oogenesiz (yumurta oluş

Tac Mahal

Resim
Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından, imparatorluğun o zamanki başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Yamuna Nehri'nin kıyısında yaptırılmış bir anıt mezardır. Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm (Mümtaz Banu) ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.

Noktalama İşaretleri

Resim
Dilimizde ilk kez Tanzimat döneminde kullanılan noktalama işaretleri,yazı- nın daha kolay anlaşılmasını sağlar.Yazının okunmasını kolaylaştırır ve anlam karışıklığı- na düşülmesine engel olur. Biz,konuşurken cümlede anlatmak istediklerimizi ses tonumuzla vurgulayarak açık bir şekilde ortaya koyabiliriz.Nerede duracağımızı,nerede vurgu yapacağımızı bilizriz. Ancak yazıda böyle bir vurgulama yapamadığımızdan,bunu noktalama işaret-

Yazım Kuralları

YAZIM; kelimelerin yazılışında kullanılması kabul edilmiş olan harflerin tümüdür. Kelimeleri herkes bildiği, söylediği gibi yazarsa, dilimiz içinden çıkılmaz bir durum alır. İmlânın öz Türkçe karşılığıdır. Yazımın temeli için dilimizin her sesinin alfabemizde kullanılan harflerle yazmaktır. Tiyatro, roman, hikâye gibi sanat eserlerinde konuşturulan şahısların ağızlarını belirtmek, taklitler yapmak için bölgesel ağızları gösteren yazım kullanabiliriz. Yazım yanlışları; şu üç sebepten doğmaktadır:1. Bilmezlik,2. Dikkatsizlik,3. Ağız ayrımı. Öğrenci, yazılı kompozisyonlarda, anlamını bilmediği; diğer bir kelimeyle karıştırdığı kelimeyi yanlış yazabilir. Buna, konuştuğu gibi yazma yanlışlarını da ekleyebiliriz. Yanlış yazımın, kültür noksanlığından ileri geldiği bilinmektedir.

Yeryüzündeki Başlıca İklim Tipleri Ve Bitki Örtüsü

Resim
A- SICAK İKLİMLER 1-EKVATORAL İKLİM Görüldüğü yerler: 10 kuzey ve güney enlemleri arsında etkilidir. Özellikle Amazon ve Kongo Havzaları ile Malezya , Filipinler ve Papua Yeni Gine’de etkilidir. Özellikleri: Yıllık sıcaklık ortalaması 25 C’nin üstündedir. *Yıllık ve günlük sıcaklık farkı en az olan iklimdir (1-2 C civarında). Sebepleri : Güneş ışınlarının bütün yıl dike yakın açıyla düşmesi ve nemliliğin fazla olmasıdır. *Her mevsim düzenli yağış alır. Fakat en fazla yağış güneş ışınlarının Ekvatora dik geldiği tarihlerde görülür. Buharlaşma arttığı için.

Türkiye nin İklim Tipleri

Resim
Türkiye'de Görülen Başlıca İklim Tipleri Ve Özellikleri Memleketimiz, çok çeşitli iklimlerin bulunduğu talihli ülkelerden biridir. Üç yanının denizlerle çevrili oluşu, çok yerinin yüksek bölgeler halinde bulunuşu, sıra sıra dağların ve ovaların uzanışı, Türkiye’de türlü özellikler taşıyan ve her birinin ayrı ekonomik ve yerleşme değeri bulunan çeşitli iklimlerin doğmasına imkan vermiştir. Daha kış sonunda ve ilkbahar başlarında meyve ağaçlarının tomurcuklandığı ve çiçek açtığı güney kıyı bölgelerimize karşılık, henüz kışın bütün şiddetiyle hüküm sürdüğü Erzurum-Kars yaylaları bunun tam tezat teşkil eden bir örneğidir. Yaz ayları içinde serin ve esintili günlerin çok olduğu Kars yaylalarına karşılık da, aynı tarihlerde güney kıyı bölgelerimizde ve Ege denizi kıyılarımızda çok sıcak günler hüküm sürer.

Unesco nun Dünya Mirasi Listesindeki Türk Tarihi Eserler

Resim
UNESCO’NUN DÜNYA MİRASI LİSTESİNDEKİ TÜRK TARİHİ ESERLER TURKEY 1985 Historic Areas of Istanbul 1985 Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia 1985 Great Mosque and Hospital of Divrigi 1986 Hattusha 1987 Nemrut Dag 1988 Xanthos-Letoon 1988 Hierapolis-Pamukkale

Kene

Resim
Bilimsel sınıflandırma Alem: Animalia Şube: Arthropoda Sınıf: Arachnida Takım: Acarina

Ay Ve Özellikleri

Resim
Ay dünyamızın 1/50’si kadardır. Bu sebeple Ay’da yerçekimi azdır(dünyadakinin 1/6’sı kadardır). Ayda atmosfer yoktur. Bunun sonucunda ; Hava ve su yoktur. Meteorolojik olay (iklim) görülmez. Meteorlar doğrudan ay yüzeyine düşer. Sonuçta büyük krater çukurlukları oluşmuştur. Günlük sıcaklık farkı fazladır. Bu sebeple mekanik çözülme fazladır. Canlı hayatı yoktur. İç ısısını kaybetmiştir. Bundan dolayı volkanik olay görülmez. Ay günü: Dünyadaki herhangi bir meridyenin ard arda iki kez Ay’ın karşısından geçinceye kadar geçen süredir. Bu süre 24 saat 50 dakikadır. Güneş günü: 24 saattir. Ay günü ile güneş günü arasındaki zaman farkından dolayı bir yerde Ay her gün bir önceki güne göre daha geç gözlenir ve gel-git olayı daha geç oluşur. Bilindiği üzere bir yıl içerisinde Ay, Dünya etrafında 12 kez dolanır. Dolayısıyla, eğer Ay’ın yörünge düzlemi Dünya’nınkiyle çakışık olsaydı, bir yılda 12 kez Güneş tutulması meydana gelebilirdi. Fakat durum böyle değildir. Ay'