Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İmam-ı Gazali

Resim
Hayatı İran’ın Tus şehrinin Gazal kasabasında 1058 (h.450) yılında doğdu. Babası fakir ve salih bir zattı. Âlimlerin sohbetlerinden hiç ayrılmazdı. Elinden geldiği kadar, onlara yardım ve iyilik eder ve hizmetlerinde bulunurdu. Âlimlerin nasihatini dinleyince ağlar ve Allahü teâlâdan kendisine âlim olacak bir evlat vermesini yalvararak isterdi. Babası yün eğirip, Tus şehrinde bir dükkanda satardı. Vefatının yaklaştığını anlayınca, oğlu Muhammed Gazali’yi ve diğer oğlu Ahmed’i hayır sahibi ve zamanın salihlerinden bir arkadaşına, bir miktar mal vererek vasiyet etti ve ona dedi ki: “Ben kendim, âlim bir kimse olamadım. Bu yolla kemale gelemedim. Maksadım, benim kaçırdığım kemal mertebelerinin, bu oğullarımda hasıl olması için yardım etmenizdir. Bıraktığım bütün para ve erzakı, onların tahsiline sarf edersin!”

Ay Resimleri (moon)

Resim

Alexander Graham Bell

Resim
Alexander Graham Bell, (d. 3 Mart 1847, Edinburgh İskoçya - ö. 2 Ağustos 1922, Baddeck Kanada), 1876′da telefonun icadı ile tanınan Alexander Graham Bell önce Ontario’ya, daha sonra Boston’a yerleşti. Aslında Graham Bell, sağırların sessizliğini ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Bunu başaramadı ama her gün yeni bir özelliğe kavuşan telefonla birbirinden kilometrelerce uzaktaki insanların birbirlerini duymalarını sağladı. Telefonun yaratıcılarından olan Graham Bell’in annesi doğuştan sağırdı. Dedesi ve babası yıllarını sağırlara adadı. Özellikle babası sağırlara duymasalar bile konuşmayı öğretmenin yollarını geliştirmeye çalıştı. İki kardeşi veremden ölünce, babası kalan tek oğlunun sağlığı için Kanada’ya göçtü. Babasının ölümünden

Bebek Resimleri

Resim

Fuzûlî (Fuzuli)

Resim
Mehmed oğlu Süleyman, Fuzûlî (d.Kerbela, 1480 - 90? - ö.Kerbela, Bağdat, 1556) Azeri asıllı Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet oğlu Süleyman’dır. Öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmayıp, eserlerinden islami bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır. Türkçe divanının önsözünde “ Bilimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir ” demektedir. Türkçe divanındaki şiirlerini Azeri lehçesinde yazmıştır. Aynı zamanda Arapça ve Farsça divanlarından bu dilleri de çok iyi bildiği anlaşılmaktadır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Türkçedir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır. Bedensel zevklerden ziyade tasavvufi bir aşk, ehlibeyte duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre’dir. Leyla ve Mecnun me

Vasak Resimleri

Resim